Konya Turu
Konya turları her zaman Mevlana’nın izinde başlar, Şems ile devam eder, etli ekmek ile son bulur. Benim de turum böyle oldu. Üzerine bir de Rum köyü olan Sille’ye uğramak da pastada çilek gibi durdu.
Konya Gezilecek Yerler:
- Şems‐i Tebrizi Türbesi
- Mevlana Müzesi
- Selimiye Cami (Mevlana Müzesi ile yan yana)
- Tavus Baba türbesi (Meram)
- Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi
- İnce Minare Medrese ve Müzesi
- Alaaddin Cami ve Sarayı
- Sille Köyü
Konya Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından en büyük ilidir. Bir günde bu kadar yeri nasıl gezeceğim diye düşünürken hepsinin birbirine yakın olduğunu öğrendim. Tabi yolların geniş ve trafiğin de olmaması mesafeleri kısaltıyor. Çatalhöyük ve Meke Gölü gibi yerler şehir merkezine uzak. Benim de gitme fırsatım olmadı.
Şehri hissedebilmek için Mevlana ve Şems’i tanımak, ilişkilerini bilmek gerekir. Daha önce Mesnevi’yi okumaya çalıştığımda ağır gelmiştir. Bu yüzden bilgilerim kesik kesikti. Kısa öyküler dinleyip kısa yazılar okumuştum. Burada pekiştirdim.
Mevlana Müzesi
Konya Mevlana Müzesi 2014 yılında 2.075.056 ziyaretçi kabul ederek Türkiye’de en çok ziyaret edilen üçüncü müze olmuştur. Ücretsiz olması da bunda etkili olmalı. Müze Selimiye Cami yanında yer alır. Müzede şadırvan ve öğrencilerin kaldığı, yemek yediği kısacası yaşadığı (semahane, mescit, derviş hücreleri) odalar sergilenmektedir. Mevlana’nın türbesi de buradadır. Müzede dervişlik ve müritler hakkında kısa bilgilendirmeler yer almaktadır. Aslında Mevlana 1207 yılı Afganistan doğumludur. Fakat yaşamının önemli bir bölümünü Konya’da geçirmiş ve burada vefat etmiştir. UNESCO, 800’üncü doğum yılı olan 2007 yılının “Mevlana Yılı” olarak kabul etmiştir. Tüm hayatı 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaşmasıyla değişmiştir.
“Ya olduğun gibi görün
Ya göründüğün gibi ol” Hz. Mevlâna
“Gel, Gel, ne olursan ol, gel!
İster kâfir, ister mecûsî, ister puta tapan ol, gel!
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!”
Hz. Mevlâna
Şems
Şems 1185’de İran’da doğmuştur. Dünyada kılık kıyafete önem vermeyen Şems ile Mevlana’nın insanları kıskandıran bir dostluğu olmuş. Hatta Mevlana’yı Mevlana yapanın Şems olduğu söylenir. Şems’ in ölümü hakkında ise rivayetler bulunuyor. Mevlana ile olan dostluğunu kıskananlar tarafından mı öldürüldü yoksa Konya’yı mı terk ettiği meçhul bir haldedir.
Mevlana müzesinde Hollandalı bir turist ile sohbet ettik. Beyaz sakallı ve sarıklı ziyaretçinin nereli olduğunu öğrenmemiz kolay olmadı. Nerelisin sorusuna cevabı, ‘Ne fark eder. Aynı yerden geldik aynı yere gideceğiz.’ oldu. Sonrasında sorularımızın ardı arkası gelmeyince sohbet koyulaştı. Mevlana’nın izinde sırt çantası ile yola çıkmış, Şems’i ziyaret etmiş sonrasında da Hacı Bektaşi Veli’yi görmeye gidecek. Huzur dolu ve mutluydu. Hangi dine mensuptu bilmiyorum ama tek derdi elindeki ‘Makalat’ isimli kitabın tercümesini yapacak birini bulmaktı. Kısa da bir öykü anlattı. Yağmurda Mevlana’nın başında beklerken insanların ıslanmasın diye kendisine örtü verdiğini iletti. Siz bir şey istemezsiniz size yardım edecek insan mutlaka çıkacaktır, özümüzde hepimiz biriz ve iyiyiz diye söze devam etti…
Konya Turu
Yürüyerek Alaaddin Cami’ne yöneldik. Cami ve Sarayı şehrin en yüksek noktalarından birindedir. Alaaddin tepesi tahmin ettiğiniz gibi çok yüksek bir yerde değil. Şehir çok düz olduğu için 20 metrelik bu yer yüksekte kalıyor. Saray kalıntılarını görebileceğiniz bu tepe de bir de cami bulunuyor. Alaaddin Cami, Anadolu Selçuklu Devri Konya’sının en büyük ve en eski camisidir. Bu caminin minberi abanoz ağacının birbirine geçmesiyle yapılmıştır. Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en güzel örneklerinden biridir. Tepenin yakınında İnce Minareli Medrese yer alır. Müzede ise Konya ’nın sembolü çift başlı kartallar ve ahşap eserler dikkati çeker.
Yolculuğumuz buradan Meram’a doğru oldu. Tavus Baba türbesini gördükten sonra yeşillikler ve küçük bir yapay göl arasında kısa bir tur attık. Çevre panayır yeri halindeydi. Yerli halk piknik yapıyor, gölde yunuslar ile tur atıyor ve sağda solda karnını doyuruyordu.
Konya Turu devam ediyor
Bonus olarak da Meram’dan Sille’ye geçtik. Eski bir Rum köyü olan yerleşmede Aya Elena Kilisesi bulunur. ‘Kutsal haç’ yolcularının uğrak yeri bu köy el değmeden günümüze gelmiştir. Biz de bir kahve molası verdik. Kısa bir tur atma vaktim oldu. Ama geniş vakit ayırıp tepelere doğru yürümek ve zirveden köyün fotoğrafını çekmek şahane olurdu.
Havalimanın açılmasıyla günübirlik turlar için uygun hale gelen Konya’da dolu dolu bir gün geçirdim. İslam’ın başlıca kentlerinden olarak tanıdığımız Konya’nın Hristiyan dünyasını da keşfettik. Bir de şehrin Mevlana ve Şems ile gelişmiş felsefe dolu, ruhani bir yanı da bulunur. Tüm bu zihin doluluğu için de Havzan’da 1,5 metrelik etli ekmek yediğimde ancak kendime gelebildim…